ANKARA Milliyet - DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan, grup başkanvekilleri ve milletvekilleri programlarını iptal ederek hastaneye geçti.

Cumhurbaşkanı aradı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki kez Buldan’ı aradı. Erdoğan, Buldan’a Önder’in ameliyatına giren ekipte Türkiye’nin en iyi doktorlarının bulunduğunu, emin ellerde olduğunu ifade ederek “Ne gerekiyorsa yapılacak” dedi. Erdoğan, Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir’i de arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve AK Parti temsilcileri ile KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ve IKBY Başkanı Neçirvan Barzani de parti yetkililerini arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Ziyaret yağmuru

TİP Genel Başkanı Erkan Baş ve İstanbul Valisi Davut Gül de ilk saatlerde hastaneye gelerek yapılan müdahale konusunda bilgi aldı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de hastaneye geldi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik dün hastaneye ziyaret gerçekleştirdi. CHP’nin eski lideri Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekilleri, ilçe belediye başkanları ile pek çok sanatçı da hastaneyi ziyaret etti.

‘Diren baba’

Sırrı Süreyya Önder’in kızı Ceren Önder Kandemir, sosyal medyadan yaptığı paylaşımında, “En iyi bildiğin şeyi yap ve diren baba. Benim için değilse torunun için. Senin ona anlatacaklarını ben anlatamam. Elime yüzüme bulaştırırım. Sen benden başka kaç kişinin daha babasısın direnmek zorundasın” ifadelerini kullandı.

Demirtaş’ı ziyaretinde fenalaşmış

Cezaevinde bulunan Eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş,mesajında Önder’in son cezaevi ziyaretinde aniden fenalaştığınıanlattı: “Rengi beyaza kesti, kalbini tuttu. Telaşlandık, doktor, ambulans çağırmaya yeltendik, izin vermedi. Koridora çıkıp biraz hava aldı. Sırrı Bey geri döndü, her zamanki neşesini takınmaya çalışarak; ‘Ahmet Abi, bu barış meselesini hal yoluna koymadan ölmek yok ha’...”