Doğum Sonrası Gebelikten Korunma Yolları
(Habersağlık-İstanbul) İster normal doğum olsun, isterse sezaryen ile doğum, tüm yeni annelerin üzerinde dikkatle durmak zorunda oldukları bir konu da etkin doğum kontrol yöntemlerine mümkün olduğunca erken başlamaktır. Genel olarak doğumdan ilk 6 hafta sonra bu tip etkin doğum kontrol yöntemlerine başlanabilir. Doğum sonrası ilk 6 hafta zaten cinsel ilişki önerilmemektedir. Emzirme belli oranda yeni gebeliğe karşı koruyucudur, ama buna güvenmemek gerekir. Anne hem yeni doğan bebeğini uzun bir süre emzirebilmek, hem de önceki gebeliğinde ve emzirme sırasında vücudundan eksilebilecek demir ve kalsiyum gibi mineralleri yeniden depolayabilmek için uzun bir süreye gereksinim duyar. İki gebelik arasındaki bu sürenin en az 2 yıl olmasında yarar vardır.
Doğum kontrol hapları
Doğum kontrol hapları bebeklerini emziren kadınların sütlerinin gelmesini başlangıçta miktar ve kalite yönünden olumsuz etkiler. Günümüzde kullanılan düşük hormon dozlu haplarda bu etki daha azdır. Bu kadınların süt verim süreleri bu hapları kullanmayan kadınlara göre daha kısa olarak bulunmuştur. Buna karşın doğum kontrol hapı kullanan annelerinden süt emen bebekler üzerinde hastalık, zeka veya psikolojik bozukluk açısından hiçbir olumsuz etkiye rastlanılmamıştır.
Halk arasında anne sütüyle emzirmenin kendisinin bir çeşit doğum kontrol yöntemi olduğu bilgisi bilimsel olarak da kanıtlanmış bir doğrudur. Ancak bu koruyuculuk sadece tam emziren, yani düzenli aralıklarla (4-6 saatte bir) gece dahil emziren ve bebeklerine ek besin vermeyen annelerde ve ilk 6 ay için geçerlidir. Bu koşullarda emzirmenin gebeliğe karşı koruyuculuğu doğum kontrol haplarınınkine (%98) yaklaşmaktadır. En güvenilir koruyuculuk yukarıda söz edilen koşullarda emzirmenin ilk 10 haftasında görülür. Bebeğin emme gücünün ve sıklığın azalması emzirmenin koruyuculuk etkisini azaltır.
Doğum sonrası kullanılacak doğum kontrol haplarının düşük doz östrojen (20 microgram) içeren olmasına dikkat edilmelidir. Emziren kadınlar bu haplara doğumu izleyen 6. haftadan sonra, emzirmeyen kadınlar ise 3. haftadan sonra başlayabilirler. Emziren kadınlarda doğum kontrol haplarının alımından sonra süt miktarında önemli bir azalma görülürse, başka bir korunma yöntemine geçmek düşünülmelidir. 35 yaşın üzerinde sigara içen kadınlarda bu hapları olası yan etkileri nedeniyle kullanmamaktayız. 12 haftadan önce gerçekleşen düşük veya gebelik sonlandırmasından hemen sonra, daha büyük gebeliklerin düşük ve sonlandırılmasından da 2 hafta sonra doğum kontrol haplarına başlanabilir.
Doğum kontrol haplarının gebelikten koruyucu özellikleri dışında bir takım başka faydaları da mevcuttur. Bu haplar yumurtalık ve rahim kanserine karşı koruyucu özelliktedirler. Özellikle 40 yaşından sonra kullanılan haplar kemik erimesine karşı koruyucu özellik taşırlar. Bunun yanı sıra, doğum kontrol hapı kullananların dış gebelik riski % 90 civarında azalmaktatıdır. Hapı kullanan kişilerin pelvik enflamatuar hastalık denilen ve genellikle cinsel yolla bulaşan hastalığa yakalanma riski de yaklaşık % 50 civarında azalmaktadır. Doğum kontrol hapları ayrıca ağrılı adet sancısını ve çok kan kaybedilen ağır adet kanamalarını azaltırlar ve bu nedenle bu gibi durumların tedavisinde kullanılırlar. Adet düzensizliklerinde de adetleri düzenleyici etkileri nedeniyle tercih edilen bir tedavi şeklidir.
Doğum kontrol haplarının kullanıldığı en önemli sağlık konularından biri de onların erkeklik hormonları olarak bilinen androjen hormon düzeyini azaltıcı etkilerinden yararlanılan durumlardır. Her kadın belli bir miktar androjen hormonunu (testosterone ve diğerleri) yumurtalıklardan veya böbreküstü bezlerden salgılar. Bazı kadınlarda bu salgılama normal düzeylerin üstünde olur. Buna en sık polikistik over sendromunda rastlanılır. Bu gibi durumlarda bayanlarda yüzde, göğüste, göbekte ve kasıklarda mormalden fazla bir tüylenme ve ayrıca yüzde sivilceler (akne) görülür. Doğum kontrol hapları androjen hormonu düzeylerini düşürerek, tüylenmeyi ve akneyi tedavi edici ve önleyici bir etki gösterirler.
Bu hapların kullanılmaması gereken durumlar şunlardır: ateroskleroz veya beyin damarlarında tıkanma gibi damar hastalıkları olanlar, kontrolsüz ve uzun süreli diyabet sonucu damar hastalığı riski yaşayanlar, semptomatik kalp kapağı hastalığı olanlar, aktif karaciğer hastalığı olanlar. Bunun dışında nörolojik bulgusu olan migren başağrısı olanlar veya basit migren şikayetleri doğum kontrol hapının alınmasıyla artanlar da bu hapları kullanmamalıdırlar.
Acil Doğum Kontrolü
Eğer bir kadın, korunmasız şekilde bir ilişkiye girmiş ise ilişkiyi izleyen ilk 72 saat içinde yüksek doz doğum kontrol hapları alarak gebe kalma riskini ciddi şekilde azaltabilir. Bu ilişki sırasında prezervatifin yırtıldığı durumlar için de geçerlidir. Bu hapların alımı doktor konrtolünde olmalıdır. Yüksek doz doğum kontrol hapları mide bulantısı yapabileceğinden, bunu giderici ilaçları da doktorunuz size verecektir.
Minihap
Bunlar sadece progesteron hormonu içerip diğer doğum kontrol haplarında bulunan östrojen hormonu içermeyen doğum kontrol haplarıdır. Bu haplar özellikle bebeklerini emziren anneler için idealdir. Çünkü diğer doğum kontrol haplarında görülmesi olası olan süt miktarında azalma gibi bir yan etkiye sahip değildirler. Tam tersi az da olsa anne sütünün daha uzun süre verilmesini sağlayıcı bir etkisi olduğu saptanmıştır. Bu hapların gebeliğe karşı koruyucu olabilmesi için her gün mutlaka aynı satte alınması gerekir. Bu haplar ülkemizde şu an için üretilmemektedir.
Rahim içi araç (RİA)
Günümüzde kullanılan RİA?lar T şeklinde ve üstünde bakır içeren bir yapıdadır. Bu küçük ve elastiki araç rutin bir jinekolojik muayene sırasında ağrısız bir şekide rahime yerleştirilir. 10 yıl süreyle rahim içinde kalabilir. Burda yarattığı ortam, hem spermleri öldürücü hem de eğer sperm yumurta ile birleşmişse, oluşan embriyonun rahime tutunmasını engelleyici niteliktedir. Bu şekilde gebeliğe karşı koruma sağlar. Bunların daha yeni piyasaya çıkan bir türü hormon salgılayan RİA?lardır. Bunların ek avantajı adet kanamaları sırasında kaybedilen kan miktarını azaltmasıdır. Hormon salgılayan RİA 5 yıl rahimde kalabilir. RİA?ların gebeliğe karşı koruyuculuğu % 97 civarındadır. Doğumu izleyen 6. haftadan itibaren takılabilir. % 10-15 civarında vakada ağrı veya kanama artması veya düzensizliği gibi yakınmalar nedeniyle ilk yıl içinde çıkartılma oranı vardır.
Depo-Provera
Progesteron hormonu içeren ve 3 ayda bir kastan yapılan bir enjeksiyon (iğne) olan depo-provera gebeliğe karşı % 99?a varan bir koruma sağlar. Emzirme sırasında emzirmeye olumsuz etkisi olmadığından rahatlıkla kullanılabilir. Doğumu izleyen 3. günden itibaren verilebilir. Hergün hap almayı unutan bayanlar için idealdir. 35 yaşın üzerinde sigara içen kadınlarda da östrojen içeren doğum kontrol hapları kullanılmadığından, depo-provera kullanımı önerilmektedir. Nadiren bazı kadınlarda düzensiz adet kanamasına neden olur. Ancak bu genellikle kullanımın sadece ilk yılında görülür. Uzun vadede adet kanamaları depo-provera?nın kullanıldığı süre içinde geçici olarak kesilir. Bu tehlikeli bir durum değildir, tam tersine birçok bayan için adet kanamalarından geçici olarak kurtulmak tercih edilen bir durumdur.
Sterilizasyon (Tüplerin bağlanması)
Gebeliğe karşı % 97- 99 koruyucu olan bu yöntemde bir küçük operasyon ile hastanın tüpleri sperm ve yumurtayı içinden geçiremez duruma getirilir. Bu geriye dönüşü çok olanaklı olmayan kesin bir çözümdür. Bu nedenle bu yöntem başvurmadan önce çok iyi düşünmek gerekir. Genellikle 30 yaşın üzerinde ve istediği çocuk sayısını tamamlamış kadınlar için önerilir. En başarılı olan şekli sezeryan ameliyatı sırasında ya da normal doğumu izleyen ilk 24 saat içinde yapılan tüpleri kesip bağlama yöntemidir. İlk 24 saat içinde yapılan yöntemde göbekbağının heme altından 3 cm eninde küçük bir kesi ile uygulanır. Alternatif olarak laporoskopik (küçük kesilerle kapalı ameliyat) yöntemle doğumu izleyen 6. haftadan itibaren tüpler yakılabilir veya bir klip uygulayarak sıkıştırılıp kapatılabilir. Klip yönteminin başarısı diğerlerine göre biraz daha azdır, ancak hastanın ileride kararını değiştirip tüplerini açtırmak istemesi durumunda yeniden gebe kalınması açısından en fazla şansa sahip olan yöntemdir.
Doğal yöntemler
Geri çekilme yöntemi spermin vajen içine boşalmasını önleme fikrine dayanır. Bunun işlemesi için erkeğin penisini boşalmadan önce vajenden çıkarabilmesi gerekir. Burada başarısız olunmasına neden olan önemli gerçek tam boşalma gerçekleşmeden de penisten salınan sıvının içersinde sperm olabileceğidir. Takvim metodunda ise yumurtlamanın gerçekleştiği gün ve ona yakın olan günlerde cinsel birleşmeden kaçınmak ana prensiptir. Düzenli adet gören kadınlarda, örneğin 28 günde bir adet görme durumunda, yumurtlama 14. gün veya civarında gerçekleştiğinde 10. ve 18. günlerde cinsel ilişkiden kaçınmak güvenli bir yol olabilir. Bunun dışında vücut ateşinin ölçülmesi ve yumurtlama gününü gösteren idrar testleri yoluyla da yumurtlanan günün saptanıp ilişkiden uzak kalınması mümkündür.
Bariyer metodları
En çok kullanılan bariyer metodu prezervatif (kondom)?dur. Aynı zamanda cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruma sağlar. Penisi çok sıkmaması ve uucunda en az 1 cm?lik bir mesafe bırakılması prezervatifin patlamaması ve ejakülat denilen sıvının toplanması için gereklidir. 30 yaşın üstündeki kadınlarda 1 yıllık koruyuculuğu % 94 civarındayken, 25 yaşın altındaki kadınlarda koruyuculuk % 90?a düşmektedir. Bu daha çok tecrübeli kadınların prezervatifin doğru kullanımını daha iyi bilmelerine bağlı olabilir. Prezervatifin dışında ülkemizde çok nadir olarak kullanılan diyafram ve rahimağzı başlığı kadının vajeninin arka bölümünü ve rahimağzını kapatan prezervatif benzeri bariyer metodlar olarak sayılabilir.
|